İstanbul’da yapılan savaşların yankıları devam ediyor. Kışın gelmesi ile savaşların azaldığı bugünler, aslında yapılan sinsi planların habercisiydi. Hane 11 İstanbul ve Marmara üzerinde hakimiyetini sağlamıştı, fakat tarafsız olan ve engellenemeyen bir güç daha vardı; bu güç kış’dan başkası olamazdı. Şiddetli yağan kar kesin şu saçmalığı dercesine yağıyor ve yolları kapatıyordu ama Hane 11 buna hiç aldırmıyor ve düşmanlarını kılıçtan geçirmeye devam ediyordu. Artık köylerde neşe ile koşan çocuklar yoktu. Sıcacık ekmek kokusu da yoktu. Yapılan savaşlar sonucu her yer ceset ve kandı, fırtına kan kokusunu Çanakkale ve çevresine taşıyor ve sanki Hane 11 liderlerine yol gösteriyordu. Çanakkale savaşın ciddiyetini iyice kavramıştı. Mavi deniz artık kırmızı görünüyordu. Çanakkale’de sessizlik hakimdi ve köylerde yalnızlık hüküm sürüyordu. Anneler ve çocuklar köylerin mahzenlerinde saklanıyor ve tanrıya dua ediyorlardı. Bölgenin ileri gelenleri durumun ciddiyetini çoktan kavrayıp çare aramaya başlamışlardı.
Bu sıralarda Hane 11’in liderleri sungur67, alemdar54, Red Delicious, feliks ve setamoon toplantı halindeydi. Mum ışıklarının ve meşalelerin aydınlattığı odada yapılacak savaşlar ve fetihler için planlar çiziliyordu. Gözler masadaydı. Alemdar54 tam plandaki aksaklığa dikkat çekecekken kapı açıldı ve lulu2 toplantı odasına girdi. Mum ışıklarının yüzüne vurduğu lulu2 görkemli zırhının altında fevkalade güzellikte bir bayandı. Hane 11 liderleri lulu2’yi görünce hemen dizlerinin üstlerine eğilerek onu selamladılar, ardından lulu2 de onları selamladı ve masaya oturdular. Masada üç beş parça kağıt ve şarap dolu kadehler vardı. Hane11 lideri sungur67 ayağa kalkarak hanelerinin aldığı zaferler ve yaptıkları hatalardan bahsediyordu ki lulu2 kapının altındaki gölgeye dikkat çekti. Herkes o anda kılıçlarına sarılmıştı. Kapının arkasında ne olduğunu merak ediyor ve bir yandan neler oluyor diye iç geçiriyorlardı. Bu sırada feliks kapıya doğru yöneldi. Normal bir insanın iki katı büyüklüğünde bir cüsseye sahipti ve heybetliydi. Aniden kapıyı açarak onları dinleyen casusu içeriye çekti boğazını sıktı. Bu sırada diğerleri casusu olup olmadığı konusunu tartışıyordu. lulu2 yüksek bir ses ile bağırarak yeter diye çıkıştı. sungur67 onun casus olup olmadığını bilemeyiz düşmanlarımız stratejilerimizi öğrenmek için çeşitli yollara başvurabilir dedi. Tam bu sırada feliks casusluk ile suçladıkları kişiyi masanın üzerine fırlattı. Boynundan tutarak bastırıyor ve diğer arkadaşlarına bakıyordu. Onlardan onay bekliyordu, bu çok açıktı. Liderlerin yaptıkları baş hareketiyle onay alan feliks devasa baltasını kaldırarak hafif bir gülümseme ile şiddetli bir şekilde vurdu. lulu2’nin ayakları dibine düşen başı setamoon kaldırarak düşmanlarımızın sonu da böyle olacak diye bağırdı.
Yazan: ARKANTOS11