Karanlık, düşmanın yüzünü, yağmur ve gök gürültüleri çığlıklarını saklıyordu. Göremiyorduk, duyamıyorduk fakat yine de savaşıyorduk. Zafer uğruna, ölüm için çarpan cesur yürekler, düşmanın korkusuyla besleniyor, güç kazanıyordu. Koşullar kötü, düşman kalabalık olsa bile edilen yeminler, çalınan borular, verilen mücadele, götürüyordu zafere, adım adım…
Öncü birliklerimiz görevlerini yerine getirip düşman saflarını dağıttıktan sonra düşmanı ana birliklere doğru çekmeye başladı. Düşman, tüm gücüyle üstümüze geliyor fakat onları neyin beklediğini bilmiyordu. İşte tam o sırada, bozkırın alçak tepelerinde beliren Rohirrim atlılarının beş cesur lideri; erdal bakkal, erenaksoylu, meminblc, M_E_H_M_E_T ve sabriii37 belirdi. Arkalarında şimşekler çakıyor, düşen yağmur damlaları ile birlikte oluşan manzara insanı büyülüyordu. Sayıları gittikçe artıyor, görüş mesafesini tamamen kapatıyorlardı. Halk arasında ‘ Altından Heykeller ’ tabirini kelimesi kelimesine hak eden bu birlik, soğukkanlılığı, durdurulamaz gücü ve yenilmezliğiyle, tabirlere daha nice anlamlar katıyordu.
Önde duran erdal bakkal atını askerlerine çevirdi. Kılıcını yavaşça çekti ve savaşın olduğu bölgeye doğrulttu: “ Kral furkanbogoclu bir başına ? Hiç de değil. Süvariler, şövalyeler ve daha niceleri… Bizi buraya; düşman kalesinin tam karşısına, uğruna ölmeye hazır olduğumuz Hane 10 için çağıran kralımız bize tek bir şey söyledi: ‘ Düşman sancağını indirip, kendi sancağımızı en tepeye çekene kadar, öldürün!’. Bu gerçek bir savaş, hikayelerde anlatılan, yeşil kırlarda, güneşli havalarda, sonunda az kayıplar verilen bir savaş değil. Kılıcımızı savuran kollarımızın yorgunluğu, günlerce at sürüp dinlenmeden yol aldığımız, hiç kapanmayan gözlerimiz, verdiğimiz kayıplar ve öldürdüğümüz düşmanlarla bu gerçek bir savaş. Düşman kanıyla bulanan yağmurun, kırmızı bir göl oluşturması, son askerine kadar direnen bir kaleyi, şanlı bir ziyafetle yeni bir şehri daha siyaha katmanın verdiği coşkuyla eğlendiğimiz kutlamalarda, ilk zafer kadehini hep birlikte tokuşturmak dileğiyle: Krala!” Tüm askerler aynı anda, tek bir sesle bağırır “ Krala!”
Halkı, kralı ve bir abi, bir kardeş gibi birbirine bağlı dostları için düşmanla omuz omuza çarpışmayı göze alan savaşçılarımız, Rohan’ın hücum boruları, şimşekler, gök gürültüleri ve yağmurla birlikte, tarihe bir zafer daha eklemek için at sürdüler; doğruca düşmana…
Yazan: The Balrog